Ülkemizde son günlerde yaşanan şiddetli yağışlar ve olumsuz hava koşulları nedeniyle etkilenen tüm halkımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Meydana gelen su baskınları, altyapı sorunları ve ulaşım aksaklıklarına rağmen toplumumuzun göstermiş olduğu sağduyu ve dayanışma takdire şayandır. Bu zorlu süreçte, canla başla görev yapan tüm belediye çalışanlarına, muhtarlarımıza ve mahalle ekiplerine, Sivil Savunma Teşkilatı personeline, itfaiye personeline, sağlık ekiplerimize ve sahada fedakârca destek veren tüm kurum, kuruluş ve gönüllülere teşekkürlerimizi sunarız.
Ancak aradan bir hafta geçmiş olmasına rağmen, kamuoyunun yanıt beklediği çok sayıda soru hâlâ cevapsızdır.
Bu süre zarfında hangi kalıcı çalışmalar yapılmıştır?
Dere yatakları içerisine ve taşkın alanlarına yapılan parselasyonlar ve bu alanlara inşa edilen yapılarla ilgili hangi somut adımlar atılmıştır?
Bu yapılaşmalara izin veren süreçler hakkında herhangi bir inceleme veya geri dönüşüm planı var mıdır?
Yağışların sona ermesiyle birlikte sorunlar da unutulmuş mudur?
Barajların mevcut durumu nedir, taşkın kontrolü ve su yönetimi konusunda ne gibi önlemler alınacaktır?
Dere yataklarına ve taşkın riski taşıyan alanlara yakın yerleşim bölgelerinde bundan sonra hangi koruyucu ve önleyici tedbirler hayata geçirilecektir?
Yetkililer ve hükümet, tüm bu soruların yanıtlarını halka açık, şeffaf ve net bir şekilde izah etmekle yükümlüdür. Ne yazık ki bugün gelinen noktada, selden doğrudan etkilenen yurttaşlarımız dışında, toplumun büyük bir kısmının bu yaşananları bir sonraki felakete kadar unuttuğu bir tablo ile karşı karşıyayız.
Açıkça ifade etmek isteriz ki; yaşananlar yalnızca bir “doğa olayı” değildir. Bu tablo, yasaların, planlama ilkelerinin ve ilgili bilim insanlarının uyarılarının yıllardır görmezden gelinmesinin bir sonucudur. Dere yataklarına, taşkın alanlarına ve riskli bölgelere yapılan kontrolsüz yapılaşma; ihmaller zinciriyle birleştiğinde felaket kaçınılmaz hâle gelmektedir.
Bu nedenle çağrımız nettir:
Bilimsel veriler esas alınmalı, planlama ve yapılaşma süreçleri yeniden ele alınmalı, sorumlular tespit edilmeli ve benzer felaketlerin tekrar yaşanmaması için kararlı ve kalıcı adımlar atılmalıdır. Aksi hâlde bugün yaşananlar, yarının çok daha ağır bedeller ödeten felaketlerinin habercisi olacaktır.
Tüm halkımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
KTMMOB İç Mimarlar Odası Yönetim Kurulu

