KKTC’de birçok sektör gibi tarımsal üretim de SOS veriyor. Ülke tarımında betonlaşma, üretim maliyetlerinin anormal artışının yanında en fazla etkileyen tarım politikalarının olamayışıdır.
Önce Asya Turunçgil Psillidi bahane edilerek, üretilen narenciye ürünleri pazarlanamadı. Ülkemizde 120 bin ton ürünün, 40 bin tona yakın rekor bir ürün dalında kaldı. Üretici Ekim ayı gelmesine rağmen parasını alamazken metre küp başına 14 TL gibi ücretlerle sulama yapmak zorunda bırakıldı. Kesim yapmaya gelen işçiler kaçak mıydı değil miydi derken sezon bitti, yeni sezonda yeni maceraları dört gözle bekliyoruz.
Daha kötü senaryo enginar üretiminde yaşandı. İhracatta rakipsiz olan ve açık pazarlarda taze tüketime sunulan enginarın taze olarak ihracatı çok az miktarda zar zor yapılabildi. Üreticimiz konserve yaparak malını satacak diye büyük bir müjdeyle duyurulan faaliyetlerin altı doldurulmadı ve sonuç olarak enginar üreticisinin defteri dürüldü.
Harup üreticisi sesini duyuramazken, Binboğa’nın yapısal sorunları bahane edilerek kulaklar tıkandı ve neticede toplanan haruplar ambarlarda farelere meze edildi. Hem insan hem de hayvan beslenmesinde kullanılan çok kıymetli harup ürünü kaderine terk edildi.
Sırada medarı iftiharımız nar ürünümüz var. 10 yıl önce 2500 dönüm üretimden yanlış politikalar sonucu 600 dönüme kadar düşmüş durumdayız. Ancak üretilen narın taş çatlasa 200-250 tonu iç piyasa için yeterli. Eğer ihracat kapısı aralanmazsa ürünün 2/3’ü yine farelere yem olacak. Hükümet bu durumda ne yapmayı planlıyor? Nar ürününün heba olması izlenecek mi? Yoksa üretici narenciye veya kuraklıktan etkilenen çiftçi gibi tazmin mi edilecek?
Bunlar yaşanırken hükümet mensubu bir Sayın Bakan ette, meyve-sebzede ithalatı serbest bırakıp piyasayı ucuzlatma iddiasıyla gündeme düştü. Türkiye’den 3 kuruşa alınan domates, kiraz, elma v.s gibi ürünün fahiş fiyatlarla marketlerde tüketici önüne sunulmasına ses çıkarmayanlar esas pahalılığı yaratanın her geçen gün semiren aracılar olduğunu bilmiyor mu yoksa işlerine mi gelmiyor? İç piyasada üretilip pahalıya satılan hangi ürün Türkiye’den getirilip uyguna verilmiş bir örnekle açıklasa da biz de rahatlasak!!!!
Bugün tarımda neyi nasıl yapmalıyız konusunu tartışırken elektriğe gelen % 15 zam haberini aldık. Ülkemiz kurak iklim koşullarında bulunmaktadır. Ancak kuraklık sadece arpa üretimi yapan çiftçiyi etkilememektedir. Sulu tarım yapan herkesi derinden etkilemektedir. Aynı kuyudan çekilen sulama suyu bir önceki yıla göre ortalama 60 -80 % oranında azalmıştır. Yılbaşından bu yana elektriğe % 80den fazla zam yapılmıştır. Yani aynı koşullarda üretim yapan bir üreticinin maliyetleri %800’lere varan oranlarda yüksek maliyetle üretim yapmaktadır. Elektriğe yapılan zamların gereksizliği ve haksızlığını, hangi sebepten dolayı bu zamların yapıldığını tartışmıyorum bile. Ancak elektriğe yapılan her bir zammın çarpan etkisiyle önce üreticiye sonra da katlanarak tüketiciye yansıdığını ilkokul çocukları bile biliyor artık. Hedefinizde sırada kim veya kimler var onu da çok merak ediyoruz. Patatesçiler mi, seracılar mı yoksa hayvancılar mı????
Ülkemiz iklim toprak yapısı nedeniyle dünyada bulunmaz avantaja sahiptir. Ekimi dikimi yapılan birçok üründe aroma, lezzet, kalite bakımından tartışılmaz değerdedir. Bu ürünlerin bu kadar yüksek maliyetle üretilmesine neden olup, eşi bulunmaz başarısızlıkla pazarlayamamak çok az insana nasip olur. Çorbada tuzu bulunan herkese ayrı ayrı teşekkür ederim.
Hani meyve sebzede ithalatı açacak olan Sayın Bakan ithalatı açmak yerine üretim maliyetlerinde başı çeken elektriği nasıl ucuzlatırız fikrini düşünse, biraz araştırsa piyasadaki pahalılığın nerden geldiğini sanırım bir nebze de olsa anlayacaktır, tabi niyet başka değilse.
Aslında yapılması gereken, bilimsel ve ekonomik akla yatkın birçok düşünce vardır. Ancak bugün bunlardan bahsetmeyeceğim. Bugün Tarımsal üretim için güncel siyaset ve verilen kararlara uygun başka iki önerim var ki gelinen durumda getirilen önerileri dinlemeyen, yapılan uyarıları dikkate almayan yetkililerin bunları dikkate alacağını umarım.
Bunlardan birincisi tarım ve hayvancılık adına ne üretim varsa kapatın, herkesi memur yapın ki uğraşmak zorunda kalmayın. Hem en yakın seçimde iyi bir oy potansiyeliniz olur.
İkincisi ise ki bu daha akla yatkın ve her konuda bilgisi olmadan fikri olan birtakım yetkililerin, iş bilmez yöneticilerin daha kolay başarabilecekleri bir icraat olur; bu kadar ziyan olmuş ürünle beslenen ve gayet semiz hale gelmiş olan tarla faresi ihracatına başlayalım.
Ekmek herkese yetecekti aslında,
Tarlaya karga dadandı,
Ambara fare,
Fırına hırsız,
MEMLEKETE HARAMİ.
Teşbihte hata olmaz.
Saygılarımla
Erkut ULUÇAM
Başkan
Ziraat Mühendisleri Odası

