Bir süredir gündemde olan ve geçtiğimiz hafta meclis genel kurulundan oylanarak yürürlüğe giren yasa değişikliğine bir de Plancı gözünden bakmanızı istedik.
Bilindiği gibi ülkemizin birçok yerleşiminde ciddi ve vahşi bir yapılaşma baskısı söz konusudur. Bu yapılaşma baskısından özellikle kıyı bölgeleri (İskele bölgesi, Tatlısu-Esentepe ve Lefke(Gaziveren)) nasibini almaktayken son dönemlerde yapılaşma Dörtyol-Geçitkale Bölgesine de sıçramış durumdadır. Bu noktada söz konusu yasa değişikliği olumlu gözükse de ciddi sıkıntıları beraberinde getiriyor.
Yasa değişikliği, yabancılara arazi satışını, yerleşimin yüzölçümünün belli bir oranı ile kısıtlarken, toplu konut projelerinde ise projenin %80’inin yabancılara %20sinin ise yerliye satılmasını öngörüyor. Buraya kadar herşey tamam gibi gözükse de, devletin elinde mevcut durum ile ilgili bir veri bulunmadığından yasada getirilen kısıtlamaların uygulanabilirliği bugün için mümkün görünmemektedir. Örnek verecek olursak, en yüksek yapılaşmanın olduğu bölge olan İskelede arazinin yüzde kaçının yabancılara satılmış olduğu ortaya konmadan söz konusu kısıtlamanın nasıl uygulanacağı muallak kalmaktadır.
Yasa değişikliğinden önce yabancılara konut satışı 1(bir) ile kısıtlanmıştı, yapılan değişiklikte bu noktada bir farklılık olmasa da eklenen bir madde ile Türkiye vatandaşları 1(bir) yerine 3 konut alabilecek ve yukarıda bahsedilen projenin %80’lik kısmının dışında kalacak, yani yerli gibi değerlendirilecek.
Tüm bunlar karşımıza yeni belirsizlikler çıkardığı gibi bu belirsizlikler planlama yapmada olumsuzluk yaratmaktadır. Özellikle seksen milyon üzerinde bir nüfusa sahip bir ülke vatandaşını yerli gibi kabul etmek ülkeye gelecek olan nüfusun ve dolayısı ile konut ihtiyacının kestirilemez hale gelmesine neden olmaktadır.
Nüfus projeksiyonu ve dolayısı ile konut ihtiyacını belirleyemediğiniz bir yerde ne imar gelişme sınırı belirlenebilir, ne altyapı ihtiyacı, ne sağlık ve eğitim gibi sosyal ihtiyaçlar ne de enerji ihtiyacı öngörülebilir. Hali hazırda sağlam temellere oturtulmuş bir devlet politikası olmayan bu konularda, bir politika üretmenin daha da zorlaşacağı gibi bu durum hükümetin ve belediyelerin bütçe planlaması yapamamasına neden olacaktır. İlerleyen süreçte, teknik ve sosyal altyapı yatırımları zaten yetersiz olan kentlerimiz hiçbir şekilde ihtiyaçlara karşılık verecek durumda olmayacaktır.
Tüm bunların yanında demografik ve kültürel kimliğini her geçen gün kaybettiğimiz bu küçücük ülkede sosyo kültürel yozlaşmanın önünü açacak, hızlanmasına neden olacak bir yasa değişikliği olmuştur.
Biz plancıların gözünde, bu yasa değişikliği, arz-talep ilişkisi gözetilmeden, yerleşimlerin hiçbir planı yapılmadan, agresif bir şekilde üretilen konut stokunun bir oranda eritilmesi için yapılmıştır ve hiçbir sağlam temele oturtulmamıştır. Tıpkı birçok diğer konuda olduğu gibi, hiçbir veriye dayandırmadan, nasıl uygulanacağı belli olmayan, günü kurtarmak için alınan kararlar ışığında hazırlanmış bir yasa değişikliği olmuştur.
KTMMOB Şehir Plancıları Odası
Yönetim Kurulu(a)
Berkay RAMİZ
Başkan

