Dünya Gıda Günü, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün kuruluş tarihi olan 16 Ekim’de her yıl dünya çapında kutlanan uluslararası bir gündür. Dünya Gıda Günü belirlenen tema çerçevesinde farkındalık yaratmak, harekete geçmeyi teşvik etmek ve güçlü mesajlar vermek için önemli bir fırsattır.
Bu yılki Dünya Gıda Günü teması ise Su Hayattır, Su Gıdadır ve Kimseyi Geride Bırakmayın olarak belirlendi. Tema, hükümetleri, özel sektörü, sivil toplumu, üniversiteleri daha az suyla daha fazla gıda ve tarım ürünlerini üretmenin yollarını araştırmaya, aynı zamanda toprak ve su sistemlerini restore etmeye, suya eşit erişimi sağlamayı ve kimseyi geride bırakmamaya çağrışım yapmaktadır.
Su; fiziksel ve kimyasal özellikleriyle, yerine başka bir şeyin konulamadığı, canlıların temel yaşam kaynağıdır. Su, en önemli makro besinimizdir ve vücudumuzda kilit rol oynar. Vücudumuzun %50’sinden fazlasını su oluşturmaktadır. İnsan yaşamı için oksijenden sonra gelen en önemli öğedir. Yaşam için gerekli olan her hücre ve dokudan, her hayati organa kadar vücudumuzdaki sistemlerin çalışması için suya ihtiyacı vardır. Su, insan yaşamı için önemli olduğu kadar, ekosistem, ülkenin kalkınması ve güvenliği gibi birçok alanda stratejik öneme sahiptir. Su insanlar, ekonomiler ve doğa için itici bir güçtür ve gıdamızın temelidir.
Dünya yüzeyinin ise yaklaşık %71’ini kaplamaktadır. Fakat bu suyun yalnızca %2,5 ‘u tatlı olup, içme, tarım ve çoğu endüstriyel kullanıma uygundur. Tüm doğal kaynaklar gibi tatlı su da sonsuz değildir. Hızlı nüfus artışı, iklim değişikliği ve kuraklık, sera gazlarındaki artış, tarımda bilinçsiz su kullanımı, gıda israfı, çarpık kentleşme, kuralsız veya kontrolsüz sanayileşme nedeniyle son yıllarda kişi başına düşen tatlı su kaynağı %20 azaldı. Su kaynaklarının azalmasına ilaveten tarımda pestisitlerin bilinçsiz kullanımı, atık suların bilinçsizce su kaynaklarına aktarılması, doğal ya da kimyasal olsun yanlış gübre kullanımı, çevre koruma gerekliliklerine uymayan işletmeler su kaynaklarının kirlenmesine ve kalitesinin bozulmasına neden olmaktadır. Bugün, 2,4 milyar insan su sıkıntısı çeken ülkelerde yaşamaktadır. Özellikle kadınlar, göçmenler ve mülteciler başta olmak üzere günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çeken küçük çiftçiler en çok etkilenenlerdir. Yaşamın her alanında en çok ihtiyaç duyduğumuz su, kirliliğin, ekosistemin bozulmasının, iklim değişikliğinin etkilerinden zarar görmektedir. Maalesef su konusunda tehlike çanları çalmaktadır.
Güvenli su, gıda güvencesinin ve gıda güvenliğinin olmazsa olmaz koşullarının en önemlisidir. Yeterli ve güvenli suyun olmadığı koşullarda tarımsal üretimin yeterliliğinden, gıda güvenliğinden ve gıda güvencesinden söz edilemez…
Suyu korumak herkesin sorumluluğudur; su güvencesini sağlamak ise devletlerin görevidir. Doğru su politikaları ile insanların adil biçimde güvenli suya ulaşması sağlanmalıdır. Dolayısıyla su ile ilgili yapılması gerekenler ve çözüm bekleyen sorunlar masaya yatırılarak, gelecek nesillere temiz bir miras olarak bırakmamız gereken su kaynaklarımızı, konu hakkında karar alıcıların gündemine getirip, temiz ve yaşanabilir bir dünya için adım atılmasına katkı sağlamak gerekmektedir.
Atıkların doğaya salınmaması veya sulardaki kirliliği önleme konusunda yapılacak olan yasal düzenlemeler, atık ve gübreleri değerlendirerek su kaynaklarını koruyacak yatırımları kamu eliyle ve bir an evvel yapmak önemli ve vazgeçilmez bir adımdır. Ayrıca halkın ve özellikle çocukların suyun verimli kullanılarak israfın en aza indirilmesini sağlayacak şekilde eğitilmesi olmazsa olmazlar arasındadır.
Su yönetimi multidisipliner bir konu olup, gerekli bilgi paylaşımını sağlayacak yaklaşım geliştirilmelidir. Kısa, orta ve uzun vadeli iklim değişikliği senaryoları yapılarak gereken adımlar şimdiden atılmalıdır.
Yarın çok geç olabilir. Su yaşamın kaynağıdır. Suyu korumak ve temiz tutmak gelecek nesillere yaşanılabilir bir dünya bırakmak hepimizin ortak sorumluluğudur.
KTMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu (a)
Dr. Beste Oymen
Başkan
